Şişmanlık veya moda deyimle “obezite” çağımızın başta gelen sağlık problemlerinden biridir. Aşırı kalori alımının yanında hareket azlığı şişmanlamaya sebep olan faktörlerin başında gelir. Dünya üzerinde birçok kişi obezitenin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak çaba harcamaktadır. Kimileri diyet programlarına ve egzersize önem verip başarılı olurken, birçok kişi zayıflayamamaktadır.
Diğer zayıflama yöntemleri ile kalıcı kilo veremeyen, vücut kitle indeksi 40’ın üzerinde olan veya 35’in üzerinde olup tansiyon yüksekliği, kalp hastalığı, şeker hastalığı gibi ek hastalığı olan kişilere önerilen obezite cerrahisi için çeşitli ameliyat şekilleri bulunmaktadır. Bu yazımızda obezite cerrahisinde hangi ameliyatların yapıldığı anlatılacaktır.
Obezite cerrahisinde hangi ameliyatlar yapılır?
Mide balonu:
Mide içine sönük halde bir çeşit balon yerleştirilir ve mide içinde şişirilir. Midede balonun kapladığı yer sebebiyle hasta fazla yemek yiyemez. Böylece kişi kilo kaybetmeye başlar.
Bu işlem kişinin ihtiyacına göre kısa süreli bir uygulamadır. Ameliyata gerek olmaksızın yerleştirilen balonun midede kaldığı süre içinde verilen diyete de harfiyen uyulması gerekir.
Gastrik bant:
Mideye kelepçesi takılması olarak da bilinen bu yöntemde yemek borusunun alt kısmında bir kese oluşturacak şekilde midenin çevresine bir bant takılır. Bantın genişliği deri altına yerleştirilen bir aparat sayesinde zamanla ayarlanarak alınan besinlerin geçişi düzenlenir.
Genellikle laparoskopik olarak takılan bu bant ile midenin kapasitesi azaltılır. Böylece kişi daha çabuk doyarak yemek yemeyi bırakabilir.
Bu uygulama ile besinlerin emiliminde herhangi bir değişiklik olmadığı için sindirim faaliyetinde bir değişiklik olmaz ve vitamin ya da mineral eksikliği görülmez.
Diğer yöntemlere göre kilo kaybı daha yavaştır.
Mideye kelepçe uygulaması sonrası hastanede kalış süresini oldukça kısadır.
Sindirim sisteminde cerrahi olarak kesilip çıkartılan bir bölüm bulunmayan bu yöntemdir. Geri dönüşü olan bu yöntemde bir süre sonra kelepçenin çıkartılması gerekebilir.
Gastrik baypas:
Bu ameliyat ile mide yemek borusunun hemen altından kesilerek oluşturulan küçük bir mide parçasına ince bağırsak direk olarak bağlanır. Böylece mide oldukça küçülür ve kişi fazla yemek yiyemez. Ayrıca yedikleri besinler de fazla emilemez.
Bağırsağın hangi bölümünün mide kesesine bağlandığına göre ameliyat şekli değişiklik gösterebilir. Mini gastrik baypas, R-Y gastrik baypas gibi şekilleri vardır.
Ameliyat sonrası dönemde kişinin beslenme alışkanlıklarını değiştirmemesi, zamanla çok yemeye başlaması sebebiyle küçülen mide tekrar genişleyebilir. Ayrıca besinlerin emilememesi sebebiyle B12, folik asit, demir ve kalsiyum gibi vitamin ve mineral eksikliği görülür.
Bu uygulama ile ciddi kilo kaybı görülür ancak ameliyat tekniği açısından karmaşıktır ve ameliyat sonrası daha fazla istenmeyen durum ortaya çıkabilir. Ayrıca hastanede yatış süresi de uzundur.
Sleeve Gastrektomi:
Tüp mide olarak bilinen bu yöntemde midenin hacmi cerrahi olarak küçültülür. Küçültme esnasında açlık hormonunun salgılandığı bölge de dahil olmak üzere midenin %80’i çıkartılır. Kalan mide parçası muza benzetilebilir. Tüp mide ameliyatı yapılan kişilerde ameliyat öncesine göre açlık hissinde belirgin bir azalma olur.
Besinlerin emiliminde çok fazla değişiklik olmadığı için diğer ameliyatlardan sonra görülen vitamin ve mineral eksikliği daha az görülür.
Bu ameliyat ile mide kapasitesi küçüldüğü ve mide hareketleri azaldığı için ciddi kilo verme olur ve hastanede yatış süresi daha kısadır. Ancak ameliyat ile midenin büyük bir parçası kesilerek çıkartıldığı için geri dönüşü olmayan bir uygulamadır.
Yorumlar
Yorum Gönder